25 Şubat 2013

Sultan Vahdettin'in kara kutusu bulundu-1


Son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin'in kara kutusu bulundu

Son Osmanlı padişahı Vahdettin'in başyaveri ve sırdaşı Avni Paşa'nın hatıratı yıllar sonra araştırmacı Osman Öndeş tarafından bulunup yayımlandı. Avni Paşa Anlatıyor isimli kitapta, Vahdettin'in yanı sıra Mustafa Kemal Paşa, İsmet İnönü, Damat Ferit Paşa, Rauf Orbay gibi tarihi kişilikler hakkında anılar ve yakın tarihe bakışı değiştirecek birbirinden ilginç anektod ve iddialar var
Geçtiğimiz hafta yayımlanan bir kitap gündeme bomba gibi düştü. Son Osmanlı padişahı Vahdettin'in
başyaveri ve sırdaşı Avni Paşa'nın hatıratı yıllar sonra bulunmuş ve tam metin olarak yayımlanmıştı. Hatırat, son dönemle ilgili çok önemli bilgi ve iddialar içeriyordu. İnternet siteleri, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmadan önce Kur'an-ı Kerim'e el basarak ettiği yeminin metnini bu kitaptan alarak yayımladı. Köşe yazarları çeşitli boyutlarıyla bu kitabı ele aldı. Timaş Yayınevi tarafından yayımlanan kitabın adı: Vahdettin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor. Kitabı edinip okuduk ve hatıratı bulup yayına hazırlayan Osman Öndeş'ten görüşme talep ettik. Öndeş, deneyimli bir yazar ve sürekli basın kartı sahibi bir gazeteci. Türkiye onu ilk olarak Günaydın gazetesi için yazdığı Osmanlı tarihini konu alan çizgi roman tefrikalarıyla tanıdı. Bu tefrikalardan bazıları Türkan Şoray ve Fatma Girik gibi aktristler tarafından filme çekilmek istendi. Son Saat, Milliyet, Hürriyet, Dünya, Referans, Hayat Tarih, Hayat Mecmuası, Belgelerle Türk Tarihi, Atlas Tarih gibi gazete ve dergilerde sayısız makalesi; kitapları Boğaziçi, Yağmur, Altın, İş Kültür, Remzi, Hürriyet, Milliyet, Yapı Kredi gibi yayınevleri tarafından yayımlandı. Lloyd's of London Press, Informa, Seatrade, Shipbroker, International Journal of Transport gibi dergilerin Türkiye temsilciliğini yaptı. Öndeş aynı zamanda Deniz Harp Okulu'nu birincilikle bitirmiş bir deniz subayı. Gemi komutanlığına kadar yükselmişken kendi isteğiyle istifa edip emekli olmuş. Avni Paşa'nın hatıratını 'vicdani bir borç olarak' takdim etmesinin temelinde bu da yatıyor olabilir. Ne de olsa Paşa'nın son görevlerinden biri bahriye nazırlığı idi. Kendisiyle konuştuk. 
- Kimdir Avni Paşa ve hatıratı niçin önemlidir? - Avni Paşa, bahriye nazırlığı ve padişah başyaverliği yapmış önemli bir şahsiyetti. Osmanlı devletinin yıkılış ve Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde yaşananlara şahit olmuştu. Yaveri olarak Türkiye'deyken ve bir dostu olarak İtalya'ya gittikten sonra, son padişah Vahdettin'in çok yakınında bulunmuştu. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Damat Ferit Paşa gibi eski ve yeni dönemin bilinen şahsiyetlerini şahsen tanıyordu. Onlarla birçok defalar buluşmuş, görüşmüş, ülkenin durumu ve geleceği hakkında fikir alışverişinde bulunmuştu.
- Nasıl ulaştınız hatırata? - Hatıratının olduğu biliniyordu ama hiç yayımlanmamıştı. Avni Paşa'nın torunlarından Semih Baki, İskenderun'da yaşayan arkadaşım Antuvan Makzume'nin damadıdır. Bu vesileyle ulaştım kendisine. Hatırat üzerinde çalışmak isteğimi bildirdim. Olumlu karşıladı. Ailenin diğer fertleriyle görüşerek notların bir nüshasını benim için temin etti.
- Bu hatırat aile fertleri tarafından biliniyor ve bugüne kadar yayımlanmıyor. Niye? - Çünkü Avni Paşa, 150'likler olarak bilinen listeye alınıyor ve bir bakıma hain ilan ediliyor. Aile fertlerinin bir kısmı Türkiye'de yaşayan, ticari ve sosyal hayatta başarılı olmuş kişiler. Dedeleri hakkında oluşabilecek yanlış bir algının hayatlarını olumsuz yönde etkilemesinden korkuyorlar. Bir de Türkiye'deki siyasi ve tarihi tartışma ortamının daha hoşgörülü hale gelmesiyle de yakından ilgili bir durum şimdi yayımlanabilmesi. 
- 150'likler listesine alındığına göre Avni Paşa bir vatan haini miydi? - Söylediğiniz liste Cemal Kutay'ın tabiriyle tam bir faciadır. Lozan Anlaşması'nda 'Türkiye Hükümeti'nin 150 kişinin yurda girişini ve orada oturmasını yasaklayabileceğine' dair bir madde var. 150'likler ismi buradan geliyor. Bunun üzerine bir 'hain belirleme' süreci başlıyor. İşin komikliği de burada zaten. 149 ya da 151 değil; ille de 150 kişi olacak. Bunun üzerine o zamanın Genelkurmay'ı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ayrı ayrı listeler hazırlıyor. Birinde 300, diğerinde daha fazla isim var. İşin ilginç tarafı bu listelerin ikisinde de Avni Paşa'nın ismi yok.
- O zaman nasıl giriyor bu listeye?- Milletvekili Topçu İhsan Bey'in zorlamasıyla oluyor. İhsan Bey bir zamanlar Avni Paşa'nın emrindeki birliklerde görevli bir subaydır. Avni Paşa tarafından tespit edilen bir usulsüzlüğü nedeniyle cezalandırılmış. Bu yüzden Paşa'ya husumet besliyor. Bir diğer mebus arkadaşını da yanına alarak onun adını son dakikada listeye ilave ettiriyor. Şunu da söylemem lazım. Bilahare Eryavuz soyadını alan bu İhsan Bey, Yavuz zırhlısının onarımı için havuz alımı sırasında bir Fransız şirketinden rüşvet aldığı iddiası ile Yüce Divan'da yargılandı ve 1928 yılında hüküm giydi. Olay tarihe Yavuz-Havuz Yolsuzluğu olarak geçti. Hatta verilen karar, Yüce Divan'ın Cumhuriyet tarihinde verdiği ilk mahkumiyet kararı oldu. Bu karar nedeniyle 26 Ocak 1928 tarihinde İhsan Bey'in milletvekilliği düştü. O da soyadını Topçu olarak değiştirdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder